11 Kasım 2002 de Kadıköy'de dünyaya gelen Zak gerçek adıyla Can Özer Babasının güvenlik olup annesi ev hanımı olan Zak Çok Sakin bir çocukluk geçirdi.

​

7 yaşında ceza ile rap müzik hayatına başlamıştır.

 

13 yaşına geldiğinde ise sokakta kaykay yapmaya merak saldı. Kaykay, özgürlüğü hissettiği, sınırlarını zorladığı ve sokağın ruhunu daha yakından deneyimlediği bir tutku haline geldi. Kaykay yaparken çevresindeki duvarlardaki graffitilerle ve sokakta yankılanan rap müzikle iç içe olmak, onun için bir yaşam tarzıydı. Bu hobileriyle sokak kültürünün farklı yönlerini keşfederken, hem Sanata hem de Rap müziğe olan ilgisi her geçen gün daha da derinleşti.

​

15 yaşından beri rap müzik dinleyen Can Lise zamanlarında Amerikan rapi dinleyerek asıl raple tanışmıştır.

Rap dinlemesinin yanında graffitiye de ilgi duymaya başladı.

Sokakların kendine has dilini anlamanın ve anlatmanın en güçlü yollarından birinin graffiti olduğunu düşünüyordu. Lise zamanında Boş derslerde Defterine çizdiği her bir şekil ve yazı, onun iç dünyasından bir parçayı dışa vuruyordu. Graffiti sayesinde hem sanatı hem de kendini ifade etmenin yeni yollarını keşfetti. Zamanla, rap müzikle graffiti arasında güçlü bir bağ kurdu ve ikisinin de kültürün ayrılmaz parçaları olduğunu düşündü. Bu sanat dallarını birleştirerek kendi stilini yaratmaya, hem sözleriyle hem de çizimleriyle iz bırakmaya karar verdi.

​

Asıl raple tanışmasının ardından Can, kendine özgü bir tarz geliştirmeye başladı. Amerikan rapinden etkilense de, Türkiye’nin sokak kültürünü ve yaşadığı çevrede gözlemlediği hikayeleri müziğine yansıtmak istedi. Böylece kendi sözlerini yazmaya, ritimleri ve beatleriyle daha derin bir bağ kurmaya başladı. Zamanla müziği onun için bir ifade aracı haline geldi; hislerini, düşüncelerini ve yaşadığı olayları rap müzikle anlatmaya başladı.

​

Şu anda konser konser gezip, kendisi gibi rap müziğe gönül vermiş gençlerin elinden tutarak onlara destek oluyor ve yapmak istediği rapi yapmak için çaba gösteriyor. Kendi deneyimlerini paylaşarak genç yeteneklere ilham vermeyi, onları doğru yönlendirmeyi amaçlıyor. Sahneye çıktığında, sadece müziğini değil, aynı zamanda hayallerini ve yaşadığı zorlukları da dinleyicilerine aktarıyor. Her performansında, hem kendi yolculuğunu hem de rap müzik kültürüne olan bağlılığını daha da güçlendirmek için sahnede tüm enerjisini ortaya koyuyor.

​​

​